VELİLER İÇİN

Eğitim bireyin içerisine doğduğu kültürel değerler başta olmak üzere bilgi, yetenek, beceri, tutum, estetik duyarlılık ve olumlu davranışlar kazandırılmasını içeren bir süreçtir. Bireyin hayatında eğitim süreci ile meydana gelen değişimin kalıcı hâle gelmesi ve bireyin dünyadaki değişime ayak uydurabilmesi eğitim sisteminin temel belirleyicilerindendir.
Eğitim süreciyle kazanılan beceriler hem bireyin hayat kalitesinin gelişmesine hem de ülkenin refahına, toplumsal ve demokratik gelişimine katkıda bulunur.
Eğitim süreci ile kazanılan beceriler bir taraftan bireyin hayat kalitesinin ve standartlarının gelişmesine; diğer taraftan ülkenin refahına, küresel rekabet kapasitesine, sosyal ve demokratik gelişimine önemli katkılarda bulunur. Bu sebepledir ki günümüzün sosyal ve ekonomik koşullarında aktif rol oynayabilecek bireyler yetiştirebilmek, eğitim sistemlerinin uluslararası alanda rekabet edebilirliği ile doğrudan ilişkilendirilmekte, ülkeleri öğrencilerini sorumluluk sahibi, eleştirel düşünebilen, problem çözme ve karar verme becerileri yüksek bireyler olarak hayata hazırlamaya imkân sağlayan bir eğitim modeli arayışına zorlamaktadır.

Günümüz eğitim anlayışı öğrencinin bilgi düzeyinin arttırılmasından ve değerlendirilmesinden ziyade bilginin birey için anlamlı ve yaşantısal hâle getirilmesi esasına odaklanmaktadır. Eğitim anlayışında var olan bu değişim, eğitim sistemlerinin yeniden düzenlenmesini, kapsayıcı ve sürdürülebilir müdahalelerle sürekli olarak yenilenmesini zorunlu kılmakta, hatta bu güncelleme, yenileştirme ve geliştirme çalışmalarının eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası konumuna gelmesine neden olmaktadır. Eğitimin bu temel hedeflerinin tüm öğrencilerimiz için gerçekleştirilmesi hususu, T.C. Anayasası’nın 42. maddesinde herkesin eğitim ve öğrenim hakkına sahip olduğu, öğrenim hakkının kapsamının kanunla tespit edilip düzenleneceği hükümleriyle ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun “Türk Milli Eğitim Sistemini Düzenleyen Genel Esaslar” başlıklı birinci kısmında yer alan hükümler kapsamında da açıkça ifade edilmektedir.

Kapsayıcı ve sürdürülebilir müdahalelerle sürekli olarak güncelleme, yenileştirme ve geliştirme çalışmaları bir eğitim sisteminin ayrılmaz parçasıdır.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın eğitim politikaları ve öncelikleri; temel eğitim almış öğrencilerin millî, manevi, evrensel değerlere sahip; hem akademik hem de sosyal anlamda başarılı olabilen; teknolojik gelişmelere uyum sağlayabilen; kendisine, toplumuna ve farklı kültürlere karşı yüksek düzeyde farkındalıkla saygı duymayı başarabilen; hayata hazır, mutlu ve sağlıklı bireyler olarak yetişmelerini sağlamak yönündedir. Bunu başarabilmenin yolu ise eğitim sisteminin temel unsurlarından olan okullarımızdaki derslerin, etkili ve verimli bir şekilde işlenmesinden; dolayısıyla eğitimin niteliğinin arttırılmasından geçmektedir.

Eğitimin bireyin ve toplumun hayatındaki yeri ve önemi reddedilemez bir gerçektir. Bu gerçek herkes tarafından kabul edilmekte, eğitimin niteliğinin nasıl arttırılabileceği konusu da bu kabulle paralel olarak gündemleri meşgul etmektedir. Artık sorun çocuklarımızın hepsine “aynı sürede, miktarda, nicelikte” bir eğitimi vermek değil, “aynı sürede, hiçbir çocuğu geride bırakmadan, aynı nitelikte” bir eğitimi sağlamak sorunudur. En iyi eğitim, herkes için en iyi olan eğitimdir.

En iyi eğitim, herkes için en iyi olan eğitimdir.

Herkes için en iyi eğitim, “Hiç kimse herkes yahut herhangi biri değildir!” bilinç uyanıklığıyla bireysel farklılıkları ve hasiyetleri/özgülükleri esas almaktan geçer. Bu esastan hareketle bilgiyi edinmek, becerileri geliştirmek ve bunları günlük yaşantısında kullanmak şeklinde ifade edilebilecek üç sütunu yükseltmekle herkes için iyi eğitim amacına doğru hızla mesafe alınacaktır. Bilginin edinilmesinin kolaylaştığı günümüzde bilgiyi kullanmak ve üretmek ön plana çıkarken, diğer insanlarla birlikte mutlu bir hayat sürdürebilmek için öğrencilerin temel yeterlilik ve becerilerini geliştirmelerine ihtiyaç vardır.

Hiç kimse herkes yahut herhangi biri değildir!

“Öğrencilerin edinmesi ve geliştirilmesi gereken beceri ve yeterlilikler nelerdir?” sorusuna bulunan cevaplardan biri de Türkiye Yeterlilikler Çerçevesidir. TYÇ, Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları, meslek örgütleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde, ulusal ve uluslararası uzmanlar ile akademisyenlerin katılımıyla hazırlanmıştır. Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ), Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) ile uyumlu olacak şekilde tasarlanmış; ilk, orta ve yükseköğretim dâhil, mesleki, genel ve akademik eğitim ve öğretim programları ve diğer öğrenme yollarıyla kazanılan tüm yeterlilik esaslarını gösteren ulusal yeterlilikler çerçevesidir.

Öğrenci yeterliliklerinin pek çoğu birbiriyle uyuşmakta, birbirini kapsamakta ve birbirini desteklemektedir.

TEMEL BECERİ VE YETERLİLİKLER


Kamuoyunun görüş ve önerilerini almak üzere askıya çıkarılan taslak öğretim programlarında öğrenci yeterlilikleri, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinde tanımlanmış sekiz anahtar yeterliliği kuşatacak şekilde farklı ulusal ve uluslararası birikimlere dayanılarak hazırlanmıştır. "Atatürkçülük ile ilgili konular", "Milli Eğitim Kalite Çerçevesi", "2015-2019 MEB Stratejik Plan", "2023 TÜBİTAK Vizyon Belgesi", "21. Yüzyıl Becerileri", "Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı", "Değerler Eğitimi", "Hayat Becerileri" vb. bu hazırlıklarda başvurulan birikimlerin bir kısmıdır. Anılan bu belgelerden yararlanılarak 15 başlık altında özetlenmiştir. Çünkü her biri mutlu ve başarılı bir hayata katkıda bulunmaktadır. Bu yeterlilik ve beceri tanımlamalarının çoğu birbiriyle uyuşmakta, birbirini kapsamakta ve desteklemektedir. Bunlar özetlenirken programların odaklandığı temalar gibi görülmüşler, program kazanımlarıyla ve açıklamalarla ilişkilendirilerek verilmiştir.

Anadili okuryazarlığı bireyin kendini tanıması ve başkalarıyla iletişim kurabilmesi için hayati öneme sahip bir beceridir. Bunu gerçekleştirmek için bireyin ana dilinde okuduğunu, izlediğini ve dinlediğini anlayabilmesi, düşünce üretebilmesi, düş gücünü işletebilmesi gerekmektedir. Böylece birey, kendisini ifade edebilir, anladıklarını sözlü ve yazılı olarak anlatabilir, dinlediklerinden ve okuduklarından çıkarımlar yapabilir.

Bireyin sağlıklı bir hayat sürdürebilmesi için beden eğitimi ve spor yetkinliklerini geliştirmeye ihtiyacı vardır. Bunun için bedensel faaliyetlerle psiko-motor becerilerini geliştirmesi, çeşitli spor dallarına ait becerileri uygulaması, sağlık okuryazarlığı becerisine sahip olması gerekmektedir. Böylece edinilen spor bilgi ve kültürü, sağlıklı hayat tarzını da destekler. Beden temizliği ve kişisel bakım, sportif faaliyetlere düzenli olarak katılmak, ruh ve beden sağlığını risklerden koruyucu plan ve eylem geliştirmek, sağlıklı ve mutlu yaşamayı kolaylaştırdığı gibi rekabet, kazanmayı ve kaybetmeyi sindirebilme, FairPlay/centilmenlik, paylaşma, sevgi, saygı ve dayanışma gibi değerleri de besler.

Bireylerin bilgi okuryazarı olabilmeleri için problem çözme stratejileri geliştirerek bunları günlük hayatta kullanabilmeleri, bilgiyi araştırabilmeleri, toplamaları, anlamaları, eleştirmeleri, yorumlamaları, düzenlemeleri ve bunlar için uygun yöntemleri kullanarak bilgiyi yönetebilmeleri gerekir. Bunun için durum, olay, olgu ve fikirleri somutlaştırma, bütün-parça ilişkisini analiz edebilme, akıl yürütme basamaklarını etkili şekilde kullanma, bilgi kaynaklarının güvenilirliğini sorgulama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Öznel ve nesnel yargıları ayırt etme, verilen veya gösterilen gerekçelerin uygunluğunu, süreci etkileyen varsayımları, sonuca ulaştıran kanıtları değerlendirme, bilgi okuryazarlığının vazgeçilmez unsurlarıdır. Ayrıca bireyin bilgi okuryazarı olması düşünce, kanaat ve davranışlarının oluşumunda farklı kaynakların etkilerini ayırt edebilmesi, bilgi kaynağına ilişkin duygu ve düşüncelerinin eylemlerine etkisini sorgulayabilmesi, bilginin gerçek hayatla bağlantılarını keşfedebilmesi beklenir.

Bireyin çağa ayak uydurabilmesi için bilgi ve iletişim teknolojileri okuryazarlığına ihtiyacı vardır. Bunun için bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımına yönelik olumlu tutuma sahip olması, bilgi ve iletişim teknolojilerini etkili bir şekilde kullanması, çeşitli kaynaklardan gelen bilgi akışını yönetmesi, bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma konusunda güvenlik uyarılarına dikkat etme, yasalara ve ahlak ölçülerine uygun davranması, medya okuryazarlığı ve dijital okuryazarlık becerilerine sahip olması gerekmektedir.

Bireyin günlük hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi ve başarılı olabilmesi için temel okuryazarlık becerilerinin yanı sıra bilim okuryazarlığına da ihtiyacı vardır. Bunun için bilimsel düşünmeyi önemsemesi, bilimsel durumları ayırt etmesi ve uygun yöntemleri kullanması; olay, olgu ve durumları bilimsel olarak açıklaması, üretim odaklı becerilere sahip olması, tasarım odaklı düşünmesi ve yenilikçi olması, süreklilikleri ve değişimleri ayırt etmesi, amaca uygun araçları belirlemesi ve evrendeki yasaları fark etmesi gerekmektedir.

Bireyin insan hakları ve demokratik duyarlılığa sahip olması, çoğulcu bir toplumda var olmanın vazgeçilmez bir gereğidir. Bu duyarlılığı kazanması için bireyin bağımsız düşünmesi, eşitliğe inanması, haksever kararlar alması, ahlaki sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, kişi hak ve hürriyetlerini tanıması, kendi haklarını bilmesi ve koruması, görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi, sosyal sorumluluklar üstlenmesi, demokratik değerleri davranış ve tutuma dönüştürmesi gerekmektedir. Ekonomik, toplumsal, kültürel ve cinsel farklılıkları ayrışma ve çatışma nedeni saymak yerine tanıma, tanışma, kaynaşma ve dayanışma gerekçesi olarak görmek barış toplumunun temelidir. Toplumun dezavantajlı kesimlerine ve bireylerine karşı duyarlı olmak, farklı özellikleri olan bireyleri anlamaya çalışmak, ayrımcılığın çeşitli biçimlerini sorgulayarak ayrımcılıktan sakınmak, erdemli ve saygın insanın vazgeçilmez özellikleridir.

Bireyin yaşamını sürdürebilmek için matematiksel işlem becerisine ihtiyacı vardır. Bunun için matematiksel düşünmeyi önemsemesi; olay, olgu ve durumları matematiksel olarak formüle edebilmesi; matematiğin kavram ve yöntemlerini kullanarak olay ve olguları açıklaması ve gerekçelendirmesi; matematiksel çıktıları uygulaması ve yorumlaması gerekmektedir.

İnsanın doğumundan önce başlayan öğrenme, ölümüne dek sürer. Yeni bilgi ve beceriler edinmenin sağlıklı yolu, öğrenmeye istekli olmaktan geçer. Bununla birlikte ve bu içsel motivasyon atlanmadan, herkese temel hayat becerilerini ve bilgilerini kazandırmak ailenin, toplumun ve devletin görevidir. Bu görev yerine getirilirken bireysel nitelik ve eğilimlerin öğrenme ilgilerini, alanlarını ve sürelerini belirleyeceği unutulmamalıdır. Neyin, nerede, ne zaman ve nasıl öğretileceği, psikolojik ve pedagojik gereklilikler gözetilerek planlanmalıdır. Herkesin her şeyi öğrenemeyeceği gerçeği veri kabul edilerek bireyler, yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda yönlendirilmeli, öğrenme için harcanan zihinsel ve bedensel çabaların sadece bıkkınlık ve yorgunluk değil mutluluk da verdiği gösterilmelidir. Öğrenmeyle edinilen doyum ve güven duygusunun yetinme duygusuna ve tembelliğe yol açmaması için, öğrenme alanlarının çokluğu ve çeşitliliği bilinmeli, öğrenmenin kişiliği geliştiren ve zenginleştiren yönleri sezdirilmeli ve hayat boyu süreceği vurgulanmalıdır. Öğrencilere yetenek ve ilgi alanlarını keşfetmede yardımcı olunmalı, bezginliğe düşmelerini önleyecek seçenekler sunulmalı ve öğrenme isteklerini canlı tutacak özendirici tutum ve ortamlar sağlanmalıdır.

Bireyin kendini keşfetmesi, öz farkındalığını geliştirmesine bağlıdır. Bunun için bireyin kendi ilgi alanlarının farkında olması, zaman içinde gelişen becerilerini fark etmesi, özel ilgi alanları ile bağlantılı olabilecek iş etkinliklerini (eğitim, beceri, kişilik özellikleri vb.) tanımlaması, hatalarının sonuçlarını değerlendirerek düzeltme yollarını belirlemesi, kişiler arasındaki farklılık ve benzerlikleri ayırt etmesi gerekir. Ayrıca bu süreçte bulunduğu ortama uygun söz ve davranışlar sergileme, bulunduğu çeşitli grup ve kurumlar içinde sorumluluk üstlenme; istek, gereksinim, beğeni, dilek ve şikâyetlerini uygun şekilde ifade etme, çevresindekilerin olumlu ve güzel yönlerini takdir etme becerilerini de geliştirir.

Bireyin estetik algısını ve duyarlılığını geliştirebilmek için sanat yetkinliklerini edinme ve derinleştirmeye ihtiyacı vardır. Bunun için duygu, his ve izlenimlerinin dünyayı algılaması, güzel ile çirkini ayırt etmesi, ulusal ve evrensel sanat birikiminin farkında olması gerekir. Güzel sanatların tarihsel ve güncel anlamına ilişkin edinilecek bilgi ve bilinç, sanatın uygarlık tarihindeki değerini kavramanın yanı sıra bireye kendi içinde uyuyan sanatçıyı fark etme ve geliştirme yolunu da açabilir.

11.1.Girişimcilik ve Mesleki Beceriler

Bireyin iş hayatında başarılı olabilmesi, girişimcilik becerisine sahip olmasına bağlıdır. Bunun için bireylerin karşılaştıkları bir sorunu ve işi tanımlama, işin sebeplerini ve sonuçlarını öngörme, organizasyon yapma, karar alma, öncülük ve yöneticilik yapma, motivasyon sahibi olma, risk alma, iş hayatı ve toplum ile ilgili geleceği öngörme becerilerini geliştirmesi gerekir. Bireyin iş hayatında başarılı olabilmesi mesleki becerilere sahip olmasına bağlıdır. Bunun için bireyin mesleğini seçme sorumluluk ve iradesine sahip olma, ilgi duyduğu mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve tutumların ve ilişkili olduğu mesleklerin farkında olma, mesleğiyle ilgili ahlak kurallarının farkında olma, standartları ve mevzuatı öğrenmeye istekli olma, ilgi duyduğu mesleğin kariyer imkânlarını ve basamaklarını bilmesine ihtiyacı vardır.

11.2.İletişim ve Kişiler Arası Beceriler

Bireyin toplum hayatına katılabilmesi için iletişim kurabilmesi gerekir. Bunun için yazılı, sözlü ve sözsüz iletişim kurma, duygu ve düşüncelerini ifade etme, suçlamaksız cevap verme ve cevap alma, gerektiğinde “Hayır!” diyebilme tutumu geliştirmelidir. Bu becerileri kazanabilmesi, kendisine ve başkalarına değer vermesi ve saygı göstermesi, empati geliştirmesi, dürüst ve güvenilir olması, güvenli olan ve olmayan ilişkileri ayırt edebilmesi ile mümkündür. Danışma, tartışma, kabul ve reddetme becerilerine sahip olması; güvenli ve girişken olması; sağlıklı ilişkiler kurabilmesi ve sürdürebilmesi; uyumlu, mutlu ve başarılı yaşamayı sağlar. Böylece işbirliği ve ekip çalışması yapabilme, akran baskısıyla başa çıkabilme ve çatışmaları yönetebilme gibi üst düzey becerilere de ulaşılır.

11.3.Karar Verme ve Eleştirel Düşünme

Bireyin yaşamda başarılı olabilmesi karar verme ve eleştirel düşünme becerisini geliştirmesine bağlıdır. Bireyin karar verme becerisini geliştirebilmesi için bireysel ve ortaklaşa sorun çözmesi, sorumluluk bilinci içerisinde uygun kararları seçmesi, baskı altındayken direnç gösterebilmesi, kararlarına sadık kalması gerekir. Bireyin eleştirel düşünme becerisini geliştirmesi ise çeşitli olasılıkları gözetmesi, amaçlarla araçlar arasında uygunluk araması, çözümleyici ve değerlendirici düşünmesi, öneri geliştirebilmesi, vaktinde geri bildirim vermesi, riskleri ve sonuçlarını göze alması, duygularını mantığıyla denetleyebilmesi ile mümkündür.

11.4.Sorunlarla Başa Çıkma, Kendini İdare ve Kontrol Etme

Bireyin toplumsal hayata uyum sağlayabilmesi, sorunlarla başa çıkma ve kendini idare etme becerisini geliştirmesine bağlıdır. Bunun için öncelikle bireyin hedef belirleyebilmesi, görev ve sorumluluk alabilmesi, zamanı doğru ve etkili yönetmesi gerekir. Bu ise öz değerlendirme ve öz eleştiri yapma, eleştiri kabul etme ve yapma, öz güven ve öz saygı sahibi olma ile mümkündür. Bu süreç, içsel denetimi arttırması ve bireyin kendisiyle barışık olması açısından önemlidir. Bireyin sağlıklı psikoloji geliştirerek toplumsal hayata uyum sağlayabilmesi, duygularını kontrol etme becerisini geliştirmesine bağlıdır. Bunun için bireylerin öfke kontrolü yapma, endişe ve kaygı ile başa çıkma, kayıp, keder, travma ve istismar ile baş etme, yardım arama davranışı gösterme, stresi yönetme, sabır ve sebat gösterme, kişisel güvenlik sağlama becerilerini geliştirmesi gerekir.

11.5.Yenilikçilik

Bireyin topluma ve insanlığa yararlı işler yapabilmesi, yenilikçi düşünmesi ve yeni fikirlere açık olmasına bağlıdır. Bunun için teori, pratik ve metot hakkında bilgi sahibi olması, bir sorunla ilgili ön bilgi edinmesi, fikir oluşturması ve fikrî hareketliliği bilmesi, tasarım ile estetik ilişkisini kurması, sıradan düşünce ile özgün ve yeni düşünceyi ayırt etmesi, sebep-sonuç ilişkilerini fark etmesi, taklit ile özgün ayrımını yapması ve mantıksal çerçeveyi oluşturması gerekir. Mucitleri ve kâşifleri tanıyıp takdir etmesi, yaptığından keyif alması, başkalarının düşüncelerinin özgünlüğünün ve yenilikçiliğinin farkında olması ve takdir etmesi, yenilikçi bir birey olmada özendirici olur. Ayrıca bu süreçte birey plan, tasarım ve modelleme yapma, özgün, yeni ve faydalı fikirler oluşturma gibi üst düzey becerilere de ulaşır.

Yabancı dil, başka toplumları tanımanın aracıdır. Teknolojinin kültürleri birbirine yaklaştırdığı günümüz dünyasında en az bir yabancı dil bilmenin gerekliliği açıktır. Bunun için en az bir yabancı dilde okuduğunu ve dinlediğini anlamaya, sözlü iletişim kurmaya ve metin oluşturmaya ihtiyaç vardır. Bunlar sağlandığında bir diğer çıktı olarak anadil yeterlilik ve yetkinlikleri de gelişecektir.

Bireyin vatanına karşı sevgi ve sorumluluk geliştirmesi, yurttaşlık bilgisine ve bilincine sahip olmasına bağlıdır. Bunun için öncelikli olarak bireyin ülke hukukuna saygı göstermesi; ülkesinin siyasal, sosyal, ekonomik kurumları ve süreçleri ile bilmesi, tarihsel tecrübeleri tanıması gerekir. Toplumsal sorunlara ve gelişmelere, doğal kaynakların verimli kullanımına ve çevre sorunlarına karşı duyarlı olmak, kültürel varlıkları tanımak ve onlara değer vermek, sorumlu insanın ve bilinçli yurttaşın özellikleridir. Ayrıca birey, yönetim süreçlerine ve topluma yararlı çalışmalara gönüllü katılım yoluyla vatandaşlık bilincini ve barış kültürünü de geliştirir.

Öğretim programları çocuklarımızın eğitim, öğretim, gelişim yolculuğunda onlara hemrâh olan öğretmenlerinin ve velilerinin elindeki kılavuzdur.

İnsanlığın yüzlerce, binlerce yıllık birikiminin sonucu olarak görülebilecek bu yeterlilikleri bugünümüz ve yarınımız olan çocuklarımıza kazandırabilmek eğitimciler olarak en önemli gündemimizdir. Bu yolda bizimle beraber yürüyenler ise şüphesiz velilerimiz… Çocuklarımızın eğitim, öğretim, gelişim yolculuğunda onlara hemrâh olan öğretmenlerinin ve velilerinin elindeki kılavuz ise şüphesiz öğretim programlarıdır. Çünkü öğretim programları, öğrencilerimizin insanlık birikimine nasıl ulaşabileceğinin ve bu birikime nasıl katkı yapabileceğinin açıklandığı pusuladır. Neyin, ne kadar, nasıl öğretileceği sorularının cevapları öğretim programlarında aranıp bulunacaktır. Öğretim programlarının başarıya ulaşması öğrenci-veli-öğretmen üçlüsünün birbirine desteği ve katkısı ile mümkün olabilir.

Yenilenmiş öğretim programlarımızla çıkacağımız yeni yolda, öğrencilerimizin bilgiye ulaşabilecekleri, becerileri ve yeterliliklerini geliştirebilecekleri yolculukta aile katkısının önemini bir kez vurgulayarak değerli velilerimize hoş geldiniz, iyi ki geldiniz diyoruz.


ÖĞRETİM PROGRAMLARINDA TEMEL KONULAR


Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni Türk gençliğine emanet ettiğinin bilincinde olan bireyler yetiştirmek, Cumhuriyet’in kurulmasında üstlendiği roller hususunda derinlemesine bilgi sahibi olunmasını sağlamak programların hedefleri arasındadır. Ayrıca öğrencilerin millî mücadelenin tam bağımsızlık mücadelesi olduğunu ve tam bağımsızlıktan asla taviz verilmemesi gerektiğinin de farkında olmaları beklenir. Bununla birlikte öğrencilerin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerini benimsemeleri ve eşit haklara sahip bir vatandaşı olmaktan mutluluk duymaları ve toplumun refah ve mutluluğunu geliştirmek adına, milletini çağdaş uygarlıklar düzeyinin üstüne çıkarmak için aklın ve bilimin rehberliğinde gereken azim ve kararlılıkla çalışması beklenir.

Bireyin ulusal ve evrensel değerlere sahip olması, değerler eğitimini edinip özümsemesine bağlıdır. Bu amaçla bireyin bilişsel olarak ahlaki değerlerin bireysel ve toplumsal hayata yapacağı olumlu etkileri fark etmesi, olumlu ve olumsuz değerleri ayırt etmesi, kuralları sorgulaması gerekir. Bu, çevresindeki sosyal problemler veya ihtiyaçlarla grup, kurum ve sosyal örgütleri ilişkilendirmesi, eylemlerinin kendisinde ve çevresinde meydana getirdiği değişiklikleri izlemesi, eylemlerini gerekçelendirmesi, tarihî, millî ve manevi değerleri bilmesi ve benimsemesi, çevresindeki olayları anlamlandırması ve yorumlaması ile mümkündür. Bununla birlikte bireyin ahlaki değerlere önem vermesi, sahip olması ve geliştirmesi, olumlu değerlere uygun davranmaya ve değişik kültürleri tanımaya istekli olması, insanların birlikte yaşamalarını destekleyen değerleri koruma ve geliştirme konusunda sorumluluk üstlenmesi, dostça ve kardeşçe yaşamaya özen göstermesi, insanların ihtiyaçlarına duyarlı olması, duygu, düşünce ve davranışlarını kontrol edebilmesi, duyuşsal becerilerinin gelişimi ile doğrudan ilişkilidir. Ayrıca bireylerin temel insani değerlere uygun kuralları benimseme, bir soruna getirilen çözümlerde insani değerlere uygunluğu gözetme, kültürel mirası benimseme ve koruma konusunda duyarlı olma, maddi ve manevi paylaşımlarda bulunma, aileyi ve aile birliğini önemseme ve güçlendirme gibi hususlarda da gelişmesi söz konusudur.